Öpüşmek aile yapımızı bozar mı?

Milliyet'in  4.10.2009 tarihli sayısından:

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın “Türk aile yapısına zarar veren diziler için şifre uygulaması başlatacağız” şeklindeki açıklaması şu soruları gündeme getirdi: “Bir sevişme sahnesi aile yapısı nı bozar mı? Neredeyse her gün rastladığımız cinayet, tecavüz, hırsızlık gibi sorunlardan diziler mi sorumlu? Aşk-ı Memnu” dizisindeki Bihter (Beren Saat) ile Behlül’ün (Kıvanç Tatlıtuğ) “sevişme” sahneleri ve “Bir Bulut Olsam” adlı dizideki Mustafa (Engin Akyürek) ile Bahar’ın (Şükran Ovalı) “hararetli” yatak odası sahnesi, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın “Türk toplumuna, aile yapısına zarar veren diziler için şifre uygulaması başlatacağız” şeklinde bir açıklama yapmasına yol açtı. Şu sıralar ise bu konuda büyük bir tartışma almış başını gidiyor.

Bir yandan RTÜK’e şikayet yağıyor, bir yandan bu sahneler internette tıklanma rekoru kırıyor, özellikle de bu iki dizi “Türk aile yapısını bozmasına rağmen” nedense ailelerin en çok izlediği diziler arasında yer alıyor... Bu konu sadece halk arasında değil, ünlü gazetecilerin sütunlarında da tartışılıyor. Milliyet yazarı Can Dündar geçtiğimiz günlerde yazdığı yazısında “şifreli dizi” konusuyla ilgili “Bakanların öncelikle ‘müdahale’ye değil, ‘ifade özgürlüğü’ne vurgu yapmalarını bekliyoruz” şeklinde yorum yaparken, Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil de ülkemizde adeta çığırından çıkmış rüşvet ve uyuşturucu sorununu vurgulayarak “Hep Behlül’ün yüzünden yani. Ha bire öpüyor Bihter’i. Bozdu milleti” şeklindeki yorumuyla bakanın sözleriyle dalga geçiyor... Peki gerçekten “aile yapımız” bu öpüşme sahneleriyle bozulur mu? Yasaklamak ne kadar doğru? Yapımcılar, yönetmenler şifre tartışmalarına sert tepki gösterirken, uzmanlar ergenlik çağına gelmemiş çok küçük çocukların bu tür sahnelere anlam veremedikleri için olumsuz etkilenebileceklerinden söz ediyor ancak tamamen yasaklamayı da yanlış buluyorlar. 

RTÜK Başkanı Davut Dursun ise “Çocuklarımızı bu tip yayınların olumsuz etkilerinden korumak için tedbir almamız önemli” diyor... Yani 2010 yılına merdiven dayadığımız bugünlerde kafaları kurcalayan en önemli soru “Öpüşmek mi, öpüşmemek mi?” Şu sıralar bütün meselemiz bu...

“Diziler hayatı cinsellikten ibaretmiş gibi yansıtmamalı”
Ferahim Yeşilyurt (Psikolog / International Hospital)

* Pek çok programda yaş sınırı var. Bunlar dikkate alınarak çocukların izleyebileceği programlar tespit edilebilir. Çocuklar için sakıncalı olduğu düşünülen programlar geç saatlerde yayımlanabilir. Küçük çocuklarla ilkokul çocuklarının sevişme sahnelerini izlemesini çok doğru bulmuyoruz. Ergenlik döneminde izlenebilir.

* Çocuklar cinselliği artık çok farklı bir şekilde tanımaya başladılar. Öpüşmek, sevişmek çok kolay olan bir şeymiş gibi yansıtılıyor bazı programlarda. Ergenlik öncesi çocuklar bu davranışları taklit etmek isteyebilirler.

* Şu sıralar toplumsal bir çözülme yaşıyoruz. Yetişkinler bile bir öpüşme sahnesini heyecanla seyrediyor. Onlar bile kendilerini kontrol edemezken çocukların bunu yapmasını bekleyemeyiz. Pek çok insan kendi hayatında olmayan şeyleri görüyor dizilerde. Zenginlik, aşk gibi şeyleri oradaki gibi elde edemeyince mutsuz bile olanlar var.

* Tabii ki çocukları korumak için “Asla seyredilmesin, yasaklansın” demiyorum. Ancak belli bir kısıtlamanın olması gerekiyor. Çocuklar eninde sonunda cinselliği öğrenecekler. Ancak dizilerin yaptığı gibi hayatı cinsellikten ibaretmiş gibi yansıtmak yanlış. Hangi diziyi açsanız birisi birisini silahla tehdit ediyor ya da birileri öpüşüyor. Dünya böyleymiş gibi algılıyor çocuklar da.
 

0 yorum:

Yorum Gönder